""

Cesur-devrimci devlet lideri: ATATÜRK « Yeniufuk Gazetesi

24 Kasım 2024 - 09:34

Cesur-devrimci devlet lideri: ATATÜRK

Cesur-devrimci devlet lideri: ATATÜRK
Son Güncelleme :

09 Kasım 2016 - 7:00

Halka sormadan laikliği zorla getirdiği tartışılan Atatürk,  yine halka danışmadan hayatını hiçe sayarak ülkeyi kurtardı, keşke soraydı.  Valla çok ayıp etti, bıraksaydı da analarını bir güzel belleselerdi! E-ee deveye diken yaraşırmış boşuna denmemiş.

Kimi gerici kesimlerin bilgisizce kafalarına göre yorumladıkları O Atatürk; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”  diyerek babadan oğla geçen kokuşmuş saltanata ve kendilerini “Allah’ın yeryüzündeki gölgeleri” sayıp ortalığı karanlığa, kana bulayan ve kardeş katlini kutsayan şeytani hilafete son verdi.  Matbaayı 300 yıl boyunca “haramdır” diye Anadolu’ya sokmayan cehalete ilmin meşalesiyle meydan okudu.

Kafanıza sokun!

“İdare-i maslahatçılar esaslı devrim yapamazlar” ve “Türkiye müritler ve meczuplar ülkesi olamaz” diyen cesur ve devrimci devlet lideridir ATATÜRK.

Sarışın bir kurda benziyordu

Nazım Hikmet,  “KUVAYI MİLLİYE” şiirinin iki dizesinde Yüce önder, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna: “Sarışın bir kurda benziyordu ve mavi gözleri çakmak çakmaktı” demişti, bu tarifte hiç de haksız değildi.

Mustafa Kemal’in  “Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir” deyişi, bazılarına kapak olmalı. 10 Kasım’da Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anacağız, eğer yüzümüz kızarmazsa tabii ki. Etrafta Atatürkçüyüm diye dolaşan bir yığın insanın uykularını yarım saatlik saygı törenine tercih ettikleri gün oldu ne yazık ki 10 Kasım! Hafızamı yokluyorum da kendimi bildim bileli aynı şiirler, aynı şarkılar, hatta aynı TV Programları, hayatım boyunca değişmedi ama başka şeyler değişiyor. Belki yaşadığımız zamanın içimizde uyandırdığı bu ümitsizlikle en önemli en sağlam dayanağımız olan Atatürk’e ve ilkelerine sımsıkı sarılıyoruz şimdi. Ülkemizdeki vahamet yüzünden her yıl milli bayramlar daha sessiz kutlanıyor, ne yazık ki!

Yıllar eskidikçe 10 Kasımlar daha hüzünle geçiyor ve ben, onun gibi kararlı bir devlet adamının gelmesini ya da doğmasını bekliyorum hala veya olanlara dayanamayıp birkaç yıla kadar Atatürk’ün dünyaya zorunlu dönüş yapacağını umuyorum, hortlar mı artık nasıl gelir bilemiyorum.

Saygı

“Büyük ölülere matem gerekmez” demesine karşın 45. Hükümet dönemine kadar bütün sinemaların, tiyatroların, restoranların kapalı ve de içki içmenin yasak olduğu gündü 10 KASIM.  Hatta ilkokul yıllarında siyah tek tip okul önlüklerin beyaz yakalarını çıkartırdık 10 Kasım’da matem tutardık.

Zaten eskiden bir evden ölü çıkınca kırk gün radyo açılmazdı o evde, komşular da saygıdan en azından bir hafta radyo açmazlar, ya da kısık sesle gizli gizli dinlerlerdi. 1970’lerde televizyon seyredilmeye başlandı. 45. Hükümet 1983 de kurulduğuna göre on üç yıl televizyon açmamışız matemlerde.

Ulu Önderimiz diyor ki:

“Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz. ” “Benim şan ve şerefimden bahsetmek de hatadır. İyi dinleyiniz öğüdüm budur ki, içinizden herhangi bir adam çıkar, şan, şeref davası güder ve benzersiz olmak isterse, başınızın belasıdır; ilk önce kafası kırılacak adam budur! Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım şerefim vardır, asla başka değilim.”

“Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. ”

“Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. ”

 

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.