Temayüller yapıldı, anketler düzenlendi… Görüldüğü gibi teknolojinin her türlüsü kullanıldı, ne bir eksik ne de bir noksan taraf bırakılmadı.
Gelinen noktaya baktığımızda kolay kolay dönüşü olmayan bir yoldayız…
An itibariyle Aday listeleri açıklandıktan sonraki ilk şok atlatıldı. Şimdi herkes gerçeklerle karşı karşıya… Tabi ki listelerden yana dertli olan çok…
Çok sayıda aday adayı olması her ne kadar iyi olsa da, bunun bir de kötü yanı var… Şöyle ki, şuanda bir o kadar sayıda istediğini alamamış aday adayı var demektir…
Bunların bir kısmı açıktan belli etmese de, doğal olarak küsecek, bir kısmı kabullenecek, bir kısmı kendince intikam senaryoları oluşturacak, bir kısmı ise benden önce ülkenin öncelikleri diyecek ve önüne bakıp çalışmaya devam edecek…
Yozgat’ta siyasi partilerin içinde bulunduğu ortamlarda fokurdamalar başladı!.. Yansımalarını hissetmemek veya duymamak mümkün değil… Bunlardan dışarıya yansıyan olur mu bilemiyorum.
Ama şimdilik öyle kayda değer bir durum yok… Bu dönemde birileri daha çok Yozgatlı aday… Daha çok merkezin önceliklerini bilenlerden aday olsun, beklentisine sahip…
Hazır yeri gelmişken şunu söylemeliyim… Bölgecilik konusu kötü bir hastalıktır, bünyeyi içten içe kemirir, ince hastalık gibidir. Dolayısıyla böyle düşünmemek gerekiyor, Yozgat’ı bir bütün olarak görmek, her yerin ihtiyacını bir planlama sonucunda karşılayacak çalışma yapılmalıdır.
Ama görünen o ki, Siyasi partilerin birçoğu için Yozgat, Genel merkezlerin kontenjanları için arka bahçe olarak görülüyor… Nasıl olsa Yozgat kabul eder anlayışının bir tarafı da yok gibi…
Her şeyde aynı durum… Zaman çok az… Bu durumda iş teşkilatlara düşecek… Teşkilatlar çok daha fazla yorulacak, emek sarf edecek…
Çünkü bu adayları Yozgat’a bu kadar kısa sürede tanıtmak çok zor olacak… Eğrisiyle doğrusuyla, Yozgat takip ediyor, bekliyor… İzleyecek, Görecek ve kararını zamanı geldiğinde verecek… Bir kısım başarılarla anılacak, Bir kısım ise başarısızlıklarıyla…