""

“BEN DERSİMLİYİM” DEMENİN ÖZÜ  « Yeniufuk Gazetesi

20 Nisan 2024 - 06:32

“BEN DERSİMLİYİM” DEMENİN ÖZÜ 

Yozgat’ta Yeniufuk Gazetesi’nde iki aydan bu yana, haftada iki defa yazı yazıyorum. Bu yazılarımda ülkenin ve ilimizin ekonomik durumunu öne çıkartan yazılar yazmaya dikkat ediyorum. Arzum da bu yöndedir.

“BEN DERSİMLİYİM” DEMENİN ÖZÜ 
Son Güncelleme :

01 Eylül 2021 - 16:35

Yozgat’ta Yeniufuk Gazetesi’nde iki aydan bu yana, haftada iki defa yazı yazıyorum. Bu yazılarımda ülkenin ve ilimizin ekonomik durumunu öne çıkartan yazılar yazmaya dikkat ediyorum. Arzum da bu yöndedir. Ama dedemin, babamın ve benim 50 yıl üyesi olduğum CHP’nin proje adamı “Ben Dersimliyim” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ve Dersim’le ilgili bu konu hakkında fikrimi yazacağım.

Dersim diye birilerinin hep öne çıkardığı ilimiz 62 plakalı Tunceli’dir. Adını Mustafa Kemal Atatürk koymuştur. Tunceli 7 bin 774 km2 yüz ölçümü, 83.000 toplam il nüfusu olan dağlık bir bölgedir. Tarım yapılacak fazla arazisi yoktur. Derin vadiler meşeli dağlarla dolu bir coğrafyadır. Tarım arazisi kıt, madeni, suyu bol bir ildir. Fırat’ın en önemli su havzaları bu bölgededir.

“Eskiden bu coğrafyada geçim nasıldı”yı anlatacağım.

Tüm doğuda olduğu gibi burada da aşiret hukuku geçerlidir. Bu hukuk nedir dediğimizde, bireyin hiç bir önemi yoktur. Bağlı olduğu aşiret ne derse onu yapan, biat kültürünün hâkim olduğu bir coğrafyadır.

“Ben Dersimliyim” diyenlerin sonbaharda Erzincan ovasından fasulye ve üzüm, Elâzığ ovasından buğday, arpa, nohut çalar, Bayburt ve Gümüşhane tarafından guruplar halinde köylünün merada yayılan büyükbaş – küçükbaş hayvanlarını sürü halinde gasp ederlerdi. Karşı koyan çobanı, köylüyü katleder, bir kış buralardan çaldıklarıyla yer içerler, hayatlarını bu şekilde idame ettirirler, bunu da bağlı oldukları aşiretle birlikte yaparlardı. Aşiretin Türkçe anlamı “Çete” demektir.

1937 Tunceli İsyanı, Cumhuriyete karşı bir isyandır. Devlet, bu isyan sonucunda başıbozukluğu düzeltmiştir.

Tunceli’de ciddi gümüş, bakır, kurşun madenleri vardır. Osmanlı bu bölgedeki madenleri çıkartmak istediğinde bu eşkıya aşiretler madenlerde çalışan işçilerin evlerini yakar, maden çıkartılmasını engellerdi. Osmanlıda bölgenin tarihi hep eşkıyalık olmuştur. Devlet olmak; kaide ve kuralları hayata geçirmekle mümkündür. Aşiret hukuku buna karşı durur. Coğrafyanın dağlık ve ormanlık olması, devlet otoritesinin sağlanmasında büyük zorluk çıkartmaktadır. Bugün de aynı şartlar o bölgede hâkimdir.

“Ben Dersimliyim” diyenlerin şeceresi budur.  Şimdi 2 tarihi olayı anlatacağım.

1 Yozgat Çapanoğlu olayı:

Çapanoğlu Yozgat’ın kurucu ailesidir. İlin kuruluşundan 13 Mart 1920 tarihine kadar sancak temsilcisi olmuş, Osmanlı’da üst görevler almış bir ailedir. 1920’de Atatürk Ankara’da ilk meclisi kurduğunda, ilimizden de temsilci istedi. İş burada koptu. İl müftüsü Müftü Hulusi Efendi, Ankara’ya giderek “Çapanoğlu isyan edip 10 bin atlı ile Ankara’yı basacak” der. Çapanoğlu’na ise “Atatürk Çerkez Ethem’i Yozgat’a gönderip sizi asacak” der.

Gerek Akdağmadeni, gerekse Zile’de ki isyanlar sonucu, Çapanoğlu kendini destekleyen Çerkezler ve Aynacıoğlu Mehmet ile ilimizi zapt eder. Ankara hükümeti Yunanla Ege’de savaşırken bu işi düzeltmeye Çerkez Ethem’in başında olduğu Kuvayı Seyyare Kuvvetlerine vazife verir.

Böylelikle Çerkez Ethem, Çapanoğlu hadisesini bitirmiştir. Bu olaylarda çok sayıda Yozgatlı asılmıştır. Ama bir taraftan da batıda Yunan işgali vardır. Bu ortamda gerçek, Yozgatlının bu hadiseye (Çapanoğlu İsyanına) destek vermediğidir. Ve Kurtuluş Savaşı’na hem asker hem de mal olarak candan destek vermiştir. Kurtuluş Savaşı’nda bin 500 kişi şehit veren bir ildir. Ulûl emre itaat etmeyi sever. Bugün de böyledir.

İkinci olay ise Koçgiri İsyanıdır.

6 Mart 1921 Koçgiri isyanı, Sivas’ın doğusu, Erzincan ve Tunceli’de, Seyit Rıza’nın da içinde bulunduğu bir isyandır. Yunanın Polatlı’ya kadar geldiği, top seslerinin Ankara’dan duyulduğu bir zamanda Seyit Rıza, “Dersim bölgesindeki Erzincan ve Sivas’ın doğu ilçeleri ile Malatya ve Tunceli’de Kürt devleti kurduk. Bizi tanıyın.” diye Atatürk’e telgraf çeker. Atatürk’te merkez ordu komutanı Sakallı Nurettin Paşa ve Topal Osman’ı göndererek isyanı bastırır. Kurtuluş Savaşı’na ne Tunceli’den, ne Elazığ’dan ne de Erzincan’dan bir Allah’ın kulu katılmaz. Tarihi gerçek budur. Aşiret hukuku, eşkıya hukukudur. Kan ve kin üzerine oturur. 1937 ve 1938’de yaşanan Tunceli İsyanları da Koçgiri İsyanı’nın devamıdır.

Evet, iki ilin hikâyesini de anlattım. Mustafa Kemal Atatürk’ün iki vasiyeti vardır. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti, ikincisi ise 6 ok ilkeleri, 1 Milliyetçilik, 2 Cumhuriyetçilik, 3 Laiklik, 4 Halkçılık, 5 Devletçilik, 6 Devrimciliktir.  Bugün bunlar yeni CHP’de hâlâ mevcut mudur?

“Ben Dersimli Kemalim” diyen Hayk dönmesidir, projedir. Anadolu Alevileri bu oyunu anlayamadılar. “Ben Dersimli Kemalim” diyene verdikleri mezhepsel destek ile bilmeden emperyalizme hizmet ediyorlar.

2010’dan bugüne hiç seçim kazanamayan “Ben Dersimliyim” diyen zat, CHP’yi HDPKK’ya monte etme operasyonudur. Birlikte yaşamın temel aktörü olan Anadolu Alevilerinin bu yanlıştan döneceğine, birlikte yaşama sahip çıkacaklarına güveniyorum. Mustafa Timisi’nin Birlik Partisi ve Haydar Veziroğlu’nun Barış Partisi’nin sonu ortada. 6 oka dönen bir CHP iktidar olur. Emanet HDPKK oylarıyla 5 ili almak başarı değildir.

BUGÜN ÜLKEMİZ, ABD EMPERYALİZMİ İLE ADI KONMADIK BİR SAVAŞ HALİNDEDİR.

Eşkıya Seyit Rıza ve “Ben Dersimliyim” diyen Kemal Kılıçdaroğlu aynı aşirettendir. Şeyh Hasanlı aşiretindendir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak isteyenlere aşağıda fotoğrafı da bulunan kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.

GERÇEKTEN ATATÜRK MİLLİYETÇİSİ, HALKÇI VE DEVRİMCİ CHP’LİLERİ AYRI TUTARAK, İŞGAL ALTINDAKİ CHP’NİN EN ÜST YÖNETİCİSİNİN GERÇEKLERİNİ YAZDIM.

Sonuç: “Ben Dersimliyim” demek, “Türkiye Cumhuriyeti’ne, Mustafa Kemal Atatürk e, Türk’e düşmanım, kinim, kanım var” demektir. Bunu da, “Atatürk milliyetçisiyim”, “Halkçı devrimciyim” diyen CHP’li kabul etmez.

“Ben Dersimliyim” projesi CHP’nin baraj altında kalmasıyla biter.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.