Neresi olduğunu tam hatırlamıyorum ama Ya Çin ya da Japonya’da ev hanımlarının büyük çoğunluğu Üniversiteyi bitirmeden evlenmezlermiş… Bu örnek bize şunu anlatıyor… Birincisi sağlam nesiller yetirmek ikinci nokta ise, eğitimli, kültürlü ve üreten bir toplumu çoğaltmaktır.
Buradan hareketle dün haber sitelerinde yer alan ve dikkatimi çeken haberi buradan paylaşmak istiyorum, ama önce haberi vereyim sonra üzerine konuşalım… Yozgat’ta kendi işletmesinde sürdürdüğü kariyerini geride bırakıp köyüne yerleşen üniversite mezunu Gülhan Karaca, hiçbir maddi destek almadan köyünde 280 metrekare alana kurduğu çilek serasında yılda 4-5 ton çilek üretmek için kolları sıvadı.
Yozgat’ta kendi işletmesinde iyi bir kariyeri varken geçen sene aldığı bir karar üzerine Yozgat’tan doğduğu köyüne Gökçekışla’ya yerleşen girişimci kadın Reyhan Karaca, köyünde 280 metrekare alana sera kurarak çilek üretmeye başladı. Geçen yıl ARGE çalışmasını tamamlayan Karaca, bu yıl Nisan ayı ile birlikte çilek hasadına başladı. Yaklaşık 25 bin lira harcayarak kurduğu çilek serasında 4-5 ton çilek üretmeyi düşünen Karaca, ikinci serasını da kurup topraksız tarımla çilek üretmeyi hedefliyor. İlk ürünlerini almayı başaran Karaca, talepleri karşılamakta güçlük çektiğini, çilekleri pazara götürmeden sattığını söyledi.
Şehir hayatından köy hayatına dönerek üretime başladığı için mutlu olduğunu söyleyen girişimci Gülhan Karaca, “Ben bu köyde büyüdüm. Sonra üretim yapmaya ve bir sera kurmaya karar verdim. Serada ne üretmeyi düşünürken bilincim çilek olması yönünde beni yönlendirdi. Sonrasında çileği araştırdım nasıl bir bitkidir diye. Bu yıl ikinci senem. Geçen yıl ARGE çalışmaları biraz uzun sürdü sezona çok geç başladım. Bu sene sezona zamanında başladım. Köyümde üretimde ne yapabilirsem devam edeceğim. Yozgat’tan şehirden köye yerleştim. Artık toprakla bütün olmayı seçtim ve toprağa ne verirseniz size misliyle karşılığını verdiğini gördüm. Çok mutluyum, çok doğru bir karar vermişim. Herkese tavsiye ediyorum. Hem huzurlusunuz hem sağlıklı yaşıyorsunuz hem para kazanıyorsunuz hem de yaptığınız işten keyif alıyorsunuz” dedi.
Şimdi günümüzde bir tarafta köyler boşalıyor, bir tarafta Üniversite mezunu hanımefendi, kendi köyünde üretim yapmak için evini köyüne taşıyor. Bu örneklerin çoğalması lazım…
Millet olarak, kadın, erkek, şehirli, köylü ya da eğitimli veya eğitimsiz her bireyin bu ülkede üretime katkı sunması gerekmektedir. Sanırım geçen yıldı, yıllarca doğduğu topraklardan uzakta sahil kenarında yaşayan Yozgatlı bir ailenin genç bireyleri Yozgat’a dönerek, tarım ve hayvancılığın gelişmesine katkı sunuyor…