Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz başkanlığında kısa bir süre önce kurularak İl’lerde dalga dalga yayılan ve kadınlar arasındaki dayanışmaya hız kazandıran “Kadın ve Demokrasi Derneği” Yozgat’ta da faaliyete başladı…
Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz kaleme aldığı bir yazısında bu konuyu şu şekilde özetliyor:
“Dalgalara karşı yüzmeye çalışan lider kadınlar kimi zaman başladıkları noktaya geri döndüler, kimi zaman da canları pahasına savaşmaya devam ettiler. Fakat en önemlisi diğer kadınlara yapılabileceğini gösterdiler. Bu yüzden yalnız değillerdi. Ne olursa olsun onların verdiği ilham ile kalabalıklar onlarla birlikte olmaya devam ediyor.
Toplumsal değişim ve dönüşümler kendi doğal süreci içerisinde gerçekleşebildiği gibi bazen bu değişimler kadınlar tarafından azimle, mücadeleyle en önemlisi iktidarın cinsiyetçi ayrımcı politikalarına karşı durarak, arkalarından sürükledikleri kitlelerle toplumun, tarihin önünü açmaları sayesinde olmuştur. Bu kadınlara önden yürüyenler dediğimiz gibi kalabalıklarla yürüyenler de diyoruz.”
Kadın dayanışmasına öteden beri tavır ve düşünceleriyle destek veren Türkiye İş Kadınları Dernek Başkanı Nilüfer Bulut kadını şöyle anlatıyor:
– Türkiye’de kadın olmak nerede tamamlanacağını öngöremediğin bir mücadeleyi her alanda sürdürmek zorunda kalmaktır.
– Evde ev kadını olarak, okulda öğrenci olarak, iş dünyasında çalışan olarak, siyasette seçilmeyen olmaktır.
– Yani hayatın her noktasında durup dinlenmeden “Ben de varım” diye haykırmak zorunda kalmaktır.
– Çocukluğunu bir çırpıda geride bırakıp erkenden büyümeye mecbur olmaktır.
– Babaevinde misafir sayılmak, iğreti yaşamaktır.
– Ülkemde kadın olmak hep anlamak, ama hiç anlaşılmamaktır.
– Hep ‘öteki’ olmak ne demekse, kadın olmak o demektir ülkemde.
– Zordur velhasıl kadın olmak bu güzelim memlekette.
Bu dayanışmanın bir ayağının da Yozgat’ta oluşmasında rol alan Yozgat İl Temsilcisi Fadime Solmaz gazetelere dün verdiği röportajda şunları diyor:
Türkiye genelinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve eşleri hanımefendinin, Yozgat genelinde de Başbakan Yardımcımız Sayın Bekir Bozdağ’ın önderliğinde, Sayın Valimiz Kemal Yurtnaç ve eşlerinin başlatmış olduğu okuma yazma seferberliği kapsamında bizlerde KADEM olarak açmış olduğumuz dernek binamızda okuma yazma kursumuzu başlattık.
İki haftadır kursumuz devam ediyor. Tabi Yozgat’ta okuma yazma bilmeyen teyzelere ulaşmak, onları ikna etmek kolay olmadı. Halk Eğitim Merkezinden aldığımız bilgiye göre Yozgat’ta 498 tane okuma yazmayı hiç bilmeyen kayıtlı insanımızın olduğunu öğrendik. Halk Eğitim Merkezi bu insanlarımızın büyük bir kısmına ulaştı. Bizlere de sivil toplum kuruluşu olarak bir kişide bulsanız Cumhurbaşkanımızın talimatıdır biz size mutlaka hoca göndereceğiz dediler. Bizde bu anlamda kendi arabamıza binerek araçla dolaştık, özellikle dernek binamızın olduğu İstanbulluoğlu ve Köseoğlu Mahallemizde sokakta oturan, köşe başlarında işlerini yapan okuma yazma bilmeyen teyzeleri davet ettik. Okuma yazma kursu davetimize sıcak bakmayarak bana ilk söyledikleri “bu saatten sonra okuyup ta ne yapacağım, doktor mu olacağız, mühendis mi olacağım” sözleri oldu. Bende onlara evet olabilirsiniz. Doktor, mühendis avukat’ta olabilirsiniz ama ola ki olamadığınızı farzedelim hiç değilse bu yolda bulunursunuz ve bir harf öğrendim dersiniz ve hepimiz Müslüman’ız Allah-ü Talanın bile ilk emri “İkra” oku diyor sende hiç değilse o yolda bir harf öğrendim diyerek böyle bir hesap verirsin dedik. Öyle deyince teyzeler ikna oldu. Şuanda 18 teyzeye ulaştık. Bu teyzelerimizle konuşurken de Yozgat’ımızın konuşma şivesini nörüyon gibi konuşarak sıcak samimi bir diyalog kurduk.”