Bu ifadeler Makine Mühendisleri Odası Yozgat Temsilcisi kardeşimiz Tahir Demirel’e ait… İktidar, Ana Muhalefet ve Muhalefet partilerinin temsilcilerinin bir araya geldiği İftar yemeğinde Ülkemiz ve Yozgat adına önemli mesajlar verildiğini baştan söyleyeyim…
Böylesine güzel ve özel mesajların Ramazan ayında dillerden dökülmüş, topluma sosyal medya gibi bir takım iletişim araçları vesilesi ile ulaştırılmış olması güzelliklere aynı bir maneviyat katmaktadır.
Bu anlamda Ramazan ayındaki buluşmalar daha da önemli olmaktadır. Tahir Başkanın konuşmasının devamına geçmeden iftar buluşmasının ayrıntısından bahsedeyim…
Makine Mühendisleri Odası’nın geleneksel iftarı büyük bir katılımla yapıldı. Siyasiler, bürokratlar ve Bozok Üniversitesi öğretim görevlileri, bazı STK temsilcilerinin katılımı ile yapılan iftar yemeği birlik ve beraberlik adına da örnek görüntülere sahne oldu.
Bu iftar yemeğinin bir başka güzel tarafı ise, 24 Haziran’da yapılacak seçimler öncesinde Türkiye genelinde tansiyon yükselse de Yozgat’taki birlik ve beraberliğin ne kadar üst düzeyde olduğunu gösterdi.
Makine Mühendisleri Odası Başkanlığı paylaşma, yardımlaşma ve kaynaşmanın zirve yaptığı Ramazan ayının manevi hazzını oda üyelerine yaşattırırken, birçok rengi de aynı zamanda bir araya getirerek, bütün Sivil Toplum Örgütlerine örnek mesaj verdi.
Şöyle ki, biraz önce de dediğim gibi seçimler dolayısıyla hassas süreçten geçtiğimiz şu günlerde yükselen tansiyona rağmen Ak Parti, MHP ve CHP il yönetici ve milletvekili adaylarının bir araya geldiği gören vatandaş buradan kendine düşen mesajı almış olmalıdır diye düşünüyorum.
MMO Yozgat Temsilcisi Tahir Demirel’in konuşmasına: “Geleneksel olarak düzenlemiş olduğumuz iftar yemeğine katılarak bizleri onurlandıran siz değerli Gönül Dostlarımız, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Dost Meclisimize hoş geldiniz, şeref verdiniz. İçinde bulunduğumuz ayın feyiz ve bereketi hepinizin ve hepimizin üzerine olmasını Yüce Mevla’dan temenni ediyor, katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Türk – İslam Medeniyeti’nin fertleri olarak bizlere düşen görev, kendimizi geliştirerek; mikroda Şehrimizin ve ülkemizin, makro da Gönül coğrafyamızın ilerlemesine ve gelişmesine katkı sağlamak, ülkemize daha faydalı bireyler olmaktır. Bunun için kişisel hesaplardan kurtulup, Çanakkale de, Sakarya da ve son olarak 15 Temmuz gecesi tüm Türkiye de ben yerine biz deyip, farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp birlikte, sermaye güçlerin iç ve dış taşeronlarla üzerimize oynadığı oyunu bozduysak. Şuurlu bir şekilde Türk-İslam Medeniyetine sıkıca sarılıp çok çalışmaya devam etmeliyiz. İçinde bulunduğumuz mübarek ayın bereketinden istifade ederek insanlık için hem çalışmalı hem de dua etmeliyiz.”