Ne vakit iyi şeylerden bahsedecek olsak etrafımızı umutsuz insanların karamsarlığı kaplıyor.
Her sözümüze bir itiraz etme.
Her hareketimize bir ket vurma.
Düşüncelerimizi önemsememe.
Fikirlerimizi değersizleştirme.
Eylemlerimizi engelleme girişimleri vs. vs.
Böyle yapmalarının yegane sebebi ise “her şeye tek başlarına” sahip olma istekleri.
Onların kitabında kaybetme namına bir şey yok.
Oysaki başarısızlıkta hayata dairdir kaybetmekte.
Her zaman işler yolunda gitmeyebilir.
Her zaman siz başarılı olamazsınız.
Her zaman sizin istediğiniz şeyler olmaz.
Her zaman siz kazanamazsınız.
Her şeyde her zaman hep siz olacaksınız diye bir şey yok.
Başkalarının da başarma ve kazanma şansları var.
Lütfen artık arkanızdan gelenlere yol verin.
Özellikle belli yaşa gelmiş insanların hala yükseliş peşinde olma çabaları gayet bencilce bir davranış.
Desteklenmeye aç tavırları ise artık mide bulandıracak seviyede.
Gözünüzü diktiğiniz mevkilerin imkanları iştah kabartıcı olsa da bu kadar da küçülmeyin.
Farkındaysanız kendinizden ve yakınlarınızdan başka kimseye faydanız yok.
Bence bazılarının makamıyla vedalaşma vakti geldi.
Çekilin artık sıra yeni nesilde.
BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ…
Bir şeylerin iyi yönde gelişmesinin önündeki tek engel anti milliyetçiliktir.
Anti milliyetçi olan kişilerin ortak özellikleri kıskançlık, bencillik ve adaletsizliktir.
Onlar kendilerinden daha akıllı ve daha yetenekli olanları asla istemezler ve sevmezler.
Hatta onları yok etmek için güçlerini birleştirmekten ve ellerinde ki tüm imkanları kullanmaktan da çekinmezler.,
Riyakar yapıları sayesinde aklımızla dalga geçerler.
Kullandıkları en etkili misyon rollerini ustaca oynamaktır.
Öncelikle insanları manevi duyguları üzerinden ele geçirirler.
Hak’tan Hukuktan bahsederler ama en büyük haksızlığı kendileri yaparlar.
Allah’ın emirlerinden bahsederler ama kötülükte birbirleriyle yarışırken Allah’ın gazabından korkmazlar.
Hizmete talibiz derler ama milleti kendilerine köle ederler.
Ülke çıkarları için çalıştıklarını savunurlar ama şahsi çıkarları uğruna şereflerini satarlar.
Yapı olarak ideolojileri vatan menfaatleridir ama “ben merkezci” yapıları daha aktiftir.
Onların gözleri gerçeğe kör kulakları ise doğruya sağırdır.
Bu nedenle bu memlekette dürüstlüğünüzü muhafaza ederek bir yerlere gelmeniz zor.
Ama imkansız değil!
DİNAZORLAR GEMİSİ…
Başkalarının hayallerini yok etmenin aktörü olanlar söz konusu kendi hayalleri olduğunda kaç yaşında olduklarını unutup genç heyecanların peşinde koşmaya cüret edebiliyorlar.
Koca koca adamlar iktidar hırsı içinde birbirlerini yerin dibine sokarken gençlere erdemli birer insan olmayı nasıl öğreteceğiz?
Makam ve mevki için onurundan vazgeçenlere hala saygı duyabilecek miyiz?
Haksızlık karşısında sessiz kalanlara itaat edecek kadar küçülebilecek miyiz?
Maddi çıkarları için hak yemekten korkmayanlara hak ettiklerini ne zaman vereceğiz?
Ve üzerimize basarak yükselenlere daha ne kadar müsamaha göstereceğiz?
Hayatta her şeyin bir başlangıç birde bitiş noktası vardır.
Ama maalesef bazıları için bunu kabullenmek neredeyse imkansız.
Devletin kurumları, kuruluşları adeta baba şirketi gibi yönetiliyor.
Sizin hizmetten anladığınız buysa siz olayı çok yanlış yerden anlamışsınız.
Olay o değil arkadaşlar!
İlla vatana millete bir faydamız dokunsun diyorsanız bunun için altınızda makam koltuğu olmasına gerek yok.
Bunu sokakta yürüyen sıradan bir insan olarak da yapabilir siniz.
Karşılığında maddi bir beklenti olmadan, esaslı bir söz almadan, bir yerlerden rant sağlamadan da yapabilir siniz.
Yapmıyorsanız ya da zaten yapamıyor sanız o zaman boşuna yer kaplamayın.
Sürekli aynı göreve talip olmak veya sürekli farklı alanlarda aday olmak hiç akıl işi değil.
Ülkenin tek akıllısı da siz değilsiniz.
Müsaade edin de yeni cevherler dinamizme yol alsın.
Bence siz arada bir Sarı Topraklık mezarlığına arkadaşlarınızı ziyarete gidin.
Her şeyin ne kadar beyhude olduğunu fark edin.
Ve burada bırakacaklarınızdan çok oraya götüreceklerinizle ilgilenin.
Zira geleceğiniz son makam orası.
Saygıyla kalın