Yozgat’ta her koşullarda iş yapmak, kazanç elde etmek ve bu kazançla hayatı idame etmek oldukça zordur…
Yaşam koşullarının ve şartların ağır olmasından dolayı Yozgat bölgesinde yaşayan nüfusun az bir bölümü tatil yaparken, büyük kısım hayatı çalışmakla geçirmektedir.
Yozgat’ta köy hayatı da hiç kolay değildir. Köyde yaşamın zor şartlarına artık dayanamayan özellikle genç nüfus çareyi şehirlere göç etmekle bulduğu için köylerde artık genç nüfus bulmakta zorlaşmıştır.
Hal böyle olunca köydeki iş hayatı zorunlu olarak yaşlı nüfusa kalmıştır… Bugün köylerin iş yükü netice itibariyle yaşlı nüfusun omuzlarındadır. Kış mevsimini geride bırakan köylüler, hububat dönemi başlamadan önceki işlerin başında gelen Nadas işlerini bitirmeye koyulmuşlardır.
Önce kısaca nadası tarif edelim; Nedir Nadas, tarla toprağının işlenerek belirli bir süre boş bırakılmasıdır. Kuru tarımın yapıldığı bölgelerde su noksan bir faktör olup, genellikle yıllık yağışlar topraktan her yıl ürün kaldırmaya yeterli değildir. Bu nedenle iki yılda bir ürün alınır ve iki ekim yılı arasına bir “nadas yılı” koymak zorunlu olur. Bilhassa kurak ve yarı kurak bölgelerde düşen doğal yağışın her yıl üretim yapmaya izin vermeyecek kadar düşük olması nedeniyle çoğu zaman nadas zorunlu olarak uygulanır. Amaç, nadas yılında düşen yağış sularından bir kısmını toprakta biriktirmek ve ertesi yıl bitkiye yarayışlı olacak su miktarını artırmaktır. Yapılma zamanına ve şekline göre nadasın güz nadası, yarım nadas, tam nadas, kara nadas ve anızlı nadas gibi çeşitleri vardır.
Yıllık yağış miktarı 400 mm’nin altında olan ve yağışların yoğun olarak kış ve ilkbahar aylarında düştüğü, yaygın olarak serin iklim tahılları yetiştiriciliğinin yapıldığı Orta Anadolu, Geçit Bölgeleri ve Güneydoğu Anadolu gibi kurak ve yarı kurak bölgelerde her yıl 4 milyon hektara yakın bir alan nadasa bırakılmaktadır. Bu bölgelerde üst üste tahıl üretimi çoğu zaman yağış eksikliği nedeni ile mümkün olmaz, araya bir yıl nadas sokularak nadası takip eden yılın ekim ayına kadar iyi bir çıkış için toprakta nem biriktirilmeye çalışılır. Böylece tahıl hasadının yapıldığı Haziran-Temmuz aylarından itibaren tarla 14-15 ay süreyle nadasa bırakılır, ancak takip eden yılın Eylül Ekim ayında tekrar tahıl ekimi yapılır.
Orta ve Güneydoğu Anadolu koşullarında 120 cm toprak derinliğine sahip topraklarda 400 mm yağışa kadar nadas uygulaması ile daha fazla verim alınabilmekte, her yıl ekim yapma olanağı ise 400 mm’nin üzerinde yıllık yağış alan yörelerde başlamaktadır. Toprak derinliği 90 cm’den daha az olan topraklarda transpirasyon ve kılcal hareket sonucu oluşan evaporasyon ile su muhafazası çok güç olduğundan, bu tip alanlarda nadas yerine her yıl üst üste tahıl üretmek veya su tüketimi fazla olmayan nohut, mercimek, aspir, kimyon, yağlık keten gibi bitkileri yetiştirmek daha karlı olabilir.
Nadas yılında kısıtlı olan suyu en azami ölçüde toprakta tutmayı, en azından ekim yatağında çimlenmeyi garanti altına alacak kadar bir nem bulundurmayı hedefleyecek şekilde toprak işleme yapılmalıdır. Özellikle toprak işleme yöntemi ve zamanı toprakta su muhafazası üzerine büyük etki eder. Bilhassa kara nadas yerine anızlı nadas veya minimum toprak işleme uygulamaları yaparak toprak ve su muhafazası daha iyi sağlanabilir.
Bu uygulamalarda temel amaç; toprağı gereksiz yere işlememek, toprağı devirerek değil alttan yırtarak işlemek, ilk toprak işlemeyi erken ilkbaharda toprak tava gelir gelmez yapmak, toprak yüzeyini mümkünse malçlı (anız artığı gibi) bırakmaktır. Toprak kaymak bağlamamış ve yabancı otlar zarar verecek boyutta çıkmamış ise ikileme ve üçleme gibi sürümler zorunlu kalınmadıkça yapılmamalıdır.