Köşemde siyasi içerikli yazılar yazmayı pek tercih etmiyorum… Çünkü bu konuları siyasetle uğraşmış ve siyasetin içinden gelen elini kalem tutanların yazması daha doğru geliyor.
Hafta sonu sosyal medyada gezerken kaleme alınmış bir yazı dikkatimi çekti, beğendim için paylaşacağım: Erken seçim kararının 24 Haziran tarihine alınmasının en önemli nedeni ekonomide yaşanacak olan olası kaostur. Nitekim bir süre önce Ekonomi Bakanı çiseden bahsetmiş ve fırtınanın başlayacağını belirttiğinde adeta azarlanmıştır. Ancak seçim gerekçesini Cumhurbaşkanı depremden en az zararla kurtulabilmenin yolunun erken seçim olarak belirtmiştir. Yani olay kimin başkan olacağı demokrasi veya tek adam rejimi tercihi değil içinden çıkılamayacak bir ekonomik krizin sinyallerinin alınmasıdır.
‘Neden Temmuz veya Ağustos değil de Haziran ayında seçim yapılıyor? ‘ sorusunun cevabı ise ekonomide özellikle yıl sonuna doğru 450 milyar dolar dış borç ve 70 milyar dolarlık faiz ödemeleri takvimidir. Kaynak yaratmak için tüm muhalif görüşlere rağmen özelleştirmelere başvurulmasının nedeni açıktır.
Dolar bazında faizler 6,20 düzeylerindedir. Her 3 günde bir Hazine borçlanmaya gitmektedir. Bize borç verenler ABD ve AB ülkeleri olduğu da bilinmektedir. Kaynağı açıklanamayan bazı döviz girdilerinin ana aktörünün Katar olduğu tahmin edilmektedir.
Yani ekonominin 2019 Kasımına kadar takati kalmamıştır. Yaz ayını bile tamamlamayacak olan ekonomik verilerin büyüme oranlarının büyüme rakamlarının açıklanarak yumuşatılması reel değildir. Reel olan bugün yatırım yapan işadamları havlu atarak borçlarının yeniden yapılandırılmasını talep etmeye başlamışlardır. Türkiye’nin en önemli aile holdingleri dahi borçlanmalar için alternatifler arayışına girmişler ve bankaların kapılarını aşındırmaya başlamış, bu noktada hükümet 19 firmaya özel teşvik imkanlarını sunmuştur. OHAL şartları grev gibi hak arayışları yolunu da kapatmıştır.
Lokomotif sektör olarak kabul edilen inşaat sektörü betona çakılmıştır. İstanbul’da önemli projelere imza atan fakat bugün İnanlar İnşaat ile başlayan yaprak dökümü devam edecektir. İnşaatçılardan kaçmayı becerebilenler kaçışı sürdürmekte kaçamayanlar ise kaçış hazırlığı içindedir. Bu durumda faizlerin artması kaçınılmaz olacak satılamayan konutlar ise elde patlayacak ve iflaslar artacaktır. Nitekim son verilere göre 750 ye yakın firma kepenk kapatmıştır,
Faizlerin artmamasının nedeni şu anda tamamen Cumhurbaşkanının tepkileridir. Faizler artmadığı sürece doların artışı durdurulamayacaktır. Borçlarımız milli gelirimizi aşmış durumdadır. Bu tablo ile bu yazın bile çıkarılması güçtür. Erken seçim kararı bu nedenlerden dolayı erkene alınmıştır. Çözüm mü dür? Kesinlikle değildir. Sektörlerdeki problemlerin çözümü üretmektir.
Şu anda üretime yönelik tedbirlerin artırılması yerine üretilemeyen ürünlerin ithalat prosedürlerinin iyileştirilmesine yönelik ve ağustos aylarına kalması halinde ekonomik şartlar göğüslenebilecek şartlarda olmayacağı için özellikle iktidar partisinin kurduğu ittifak yara alabilirdi. Seçimlere kadar selin önüne bir avuç kum atılacağı planlanmıştır.