Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yozgat’ta Çocuk Olmak

Küçüklüğümüz, 90’li yıllar, hani

Küçüklüğümüz, 90’li yıllar, hani balkondan annelerimizin bizi sokaktan çağırdığı yıllar. Hey gidi günler hey. Şimdi evin önüne indiremez olduk çocuklarımızı, bu sorun Yozgat’ta değil artık dünyada öyle . Ortalık fena azizim. Beton duvarlar arasına sıkıştırdığımız çocuklarımız, çanak çömlek nedir, bilye oynamak, dalye nedir bilmiyor. Çocuklarımızı alıp dışarı götürecek olsak, Kentpark ve Spor vadisinden başka neresi var bilmiyorum. Dar gelirli ailelerimiz oralara da ne aralıkla gider bilmiyorum.

Samimiyete ihtiyacımız var bizim. Mahallede, oyun oynayabileceğimiz, yürüyüş yapabileceğimiz, spor yapabileceğimiz, herkesin ulaşabileceği yerlere ihtiyacımız var bizim. Gaziantep’e gittiğimde hayran kalmıştım, nerdeyse 300 metre arayla parklar… Çocukların oyun oynadığı, ailelerin çay içebileceği, spor aletleri olan,  tellerle örgülü sahası olan parklar pek hoşuma gitti. İnsan gördüğünü yapar. Elbette Spor Vadisi şarttı. Bir alt küme olmadan, bir üst küme kültürü oluşuyor mu ? Kafamda yine deli sorular. Cevaplar yine kayıp…

Belediyemiz tarafından restore ve bahçe düzenlemesi yapılan Mehmet Ağa Konağı, Çocuk Sanat Merkezi olarak çocuklarımızın  hizmetine sunuldu. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Her zaman da eksik yanları söyleyecek değiliz elbette, güzel ne varsa desteklemek gerek. Tabi sanat deyince akan sular da duruyor. Sadece merkez olması yetmiyor. Anneler, babalar bize de çok iş düşüyor. Çocuklarımızı sanata yönlendirme konusunda. Ücretsiz kurslar da var, devletimizin de desteği ile. Yeter ki, çocuklarımızı doğru yönlendirelim.

30 yaşımdan sonra aldığım piyano ile çok dalga geçen de oldu. Bu yaştan sonra piyanist mi olacaksın diye. Hayır dedim, oğlum beni piyanonun başında görecek. Ne mi oldu, bir çok enstrümanı denedi ve kemanda karar kıldı ve kursa gidiyor.

İki yıl boyunca oğlumu basketbol kursuna götürdüm, üçüncü yılında aldı lisansını. Hocadan rica ettim, ben de kıyıda köşede basketbol oynadım. Oğlum beni basketbol oynarken görsün ve vazgeçmesin, annem de spor yapıyor desin diye. Şimdi ben de Basketbol Federasyonun Lisanslı masa hakemiyim. Kursu başarılı ile bitirdim .

Demem o ki, biraz da biz çaba göstermeliyiz. Allah bize aslında neyi istersek veriyor. Sanatla uğraşan insanların çevresi de sanat, sporla uğraşan insanın da çevresi spor. Neyi yapıyorsak çevremizde öyle şekilleniyor aslında. Kafanızı daha fazla şişirmeden kaçıyorum. Tüm çocuklarımızın, geleceğimizin teminatları olan yavrularımızın 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Bayramını kutluyorum. Saygılar…

Reklamı Geç