Altın Kelebek uçtu uçtu yüreğimize kondu o akşam. Seni buradan kocaman tebrik etmek istedim. Sanata ve sanatçıya saygım sonsuz, hani deriz ya boynumuz kıldan ince diye, benimki de o hesap. Dünyada nerede bir Yozgat adını duysam bir başarıda, içimden Allah razı olsun diyorum. Yanlış anlaşılmasın sözlerim bu ırkçılık değil, memleket sevdası benimkisi…
İlk önce kendini seveceksin, daha sonra aileni, eşini, dostunu,komşunu, memleketini ve ülkeni. Kendini sevmeyen bir insanda memleket sevdası olur mu ? Ben bu sorunun cevabını size bırakıyorum dostlar.
Evet Mümin Sarıkaya… Bizim yüreğimiz oradaydı o gün… Nasıl bir telaş bizimkisi o akşam anlatamam, seni orada düşünemiyorum bile. Allah senden razı olsun, Yozgat’ta tüm gönül kapılarını sanatınla araladığın ve yepyeni bir bakış açısı getirdiğin için. Bizim sanata, bizim spora, bizim kültürümüze sahip çıkmamız gerekir, yeniden yepyeni bir Yozgat için. Yeniden diyorum çünkü Yozgat kültürel bir tairhe sahip, bizler zamanla silmişiz bu yüzünü.
Bir de altını çizerek belirtmek istediğim bir husus var. Mümin Sarıkaya yaptığı bir röportajda diyor ki; “10 yılın emeği var burada”. Evet doğru da söylüyor, biz sanıyoruz ki, birden oluyor herşey. Birikim, emek var orada görmediğiimz, yılların gittiği.
Bir maraton koşusunda en son hatırladığım kısa mesefa rekoru 10.6 saniye. Adamlar bu sürede koşabilmek için yıllarca spor yapıyor, antreman yapıyor, beslenmesine dikkat ediyor. Biz de ekranda o 10 saniye içinde olay bitmiş gibi düşünüp, algılıyoruz.
Müzik de öyle… Yıllarını vermiş, içimizden çıkmış ve hala inatla Yozgatım deyip, içimizde kalmaya devam eden sanatçı dostumuz. Sen nice ödüllere layıksın. Bize o akşam o heyecanı, o mutluluğu yaşattın ya, Rabbim de hep yardımcın olsun. Yolun açık olsun. Bizim yüreğimize konan kelebeklerin nicesi de senin eline ödül olarak gelsin.
Sen, “Ben Yoruldum Hayat” desen de biz senle canla bulduk…