Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İletişim Çağında İletişimsizlikle Boğuluyoruz

İki kardeşten biri köyde

İki kardeşten biri köyde çobanlık yaparken diğeri şehirde yaşıyordu. Köyde yaşayan “Bu zamanda şehre gitmek, oranın günahlı hayatına karışmak çok kötü. Ben köyün çobanlığını yapayım, günahlardan uzak kalayım” düşüncesi içerisindeydi.

Çoban, dağda koyunları, keçileri otlatıyor, bütün namazlarını vaktinde kılıyor, namahreme nazar etmiyordu. Bütün gün zikirle, fikirle, şükürle yaşıyordu. Bir süre sonra manen bir hayli ilerledi, kerametlere bile mazhar oldu.

Çoban, şehirde yaşayan kardeşini ziyaret etmek istedi. Otlattığı koyunlarından bir miktar süt sağarak bir bez torbaya doldurup ağzını bağladıktan sonra şehrin yolunu tuttu. Ayakkabı tamircisi olan kardeşinin dükkânına varınca torbadaki sütünü duvardaki bir çiviye asıp oturarak sohbet etmeye başladı.

Bu sırada bir bayan gelerek ayakkabısını çıkarıp topuğunu gösterdi. Kardeşi ayakkabıyı tamirle uğraşırken bayan çıplak ayakla beklemeye başladı. Kadın az sonra ayakkabısını giyip giderken ormanda görmediğini gören çobanın zihninde değişik düşünceler oluşmaya başladı. İşte o sırada yukarıdan bir şeyler dökülmeye başladı. Başlarını kaldırıp yukarıya baktıklarında bunun süt damlası olduğunu anladılar. Çobanın zihni bulanıklaşmaya başladığı anda torbadaki süt de damlamaya başlamıştı.

Ayakkabı tamircisi kardeş “İnsanlardan kaçarak dağ başında veli olmak kolay şey. Bütün mesele işte bu insanların içinde veli olabilmekte” dedi.

Çok etkilendiğim bir hikayedir. Asıl mesele de bu; iletişimde; insanların içinde kendimizi yönetebilmemiz, etkili ileşitim kurabilmemiz. Arkadaşlarımızla sosyal medya platformlarında onlarca cümle kurarken, yanyana geldiğimizde telefonlar elimizden düşmüyor. Ben espiriye vurup, yanımda olan arkadaşıma whatsappdan mesaj atıyorum, gülüyoruz. Beni bilen bilir yanyanayken kızar, hatta telefonları toplarım. İletişim teknolojileri hayatımızı kolaylaştırmak için ilerlese de biz bağımlısı olduk. Sanki elimizle telefon arası bir mıktanıs var ve yapışıyor adeta.

Güneşin sarı, gökyüzünün mavi olduğunu hatırlamayacak kadar kaptıranlar da var sosyal medyaya. Atalarımız ne de güzel demiş azı karar, çoğu zarar.

Mutsuzluğumuzu mutlu fotoğraflarımızı paylaşarak mı gizliyoruz acaba, bir de beğenilme duygusu var. Bir yaşadığımız hayat var, bir de sosyal medya hayatımız. İnsanlar elbette paylaşmalı, farkındalık oluşturmak da önemli. Lafım yüz yüze iletişim kuracağımız ortamlarda ellerinden telefonları düşmeyenlere. Bilmem derdimi aktarabildim mi satırlara…

Duyun Lütfen..

Kazım Arslan’ın belki de son konuşmasıydı. 30 yıllık hizmet yaptım dediğini duyun lütfen. Yeni seçilecek olan başkanın 63 yıllık hizmet yapması gerekiyor, yapılan hizmetin iki katından bir fazla ki, fark yaratttığını anlayalım. Zorlu bir süreç. Kim gelirse gelsin, eminim güzel hizmetler yapacaktır. Sağlıklı,huzurlu, mutlu haftalar diliyorum. Kendinize her zamankinden daha iyi bakın, hayat şartları bizi zorluyor…

Reklamı Geç