Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yozgat Tanıtımı İçin Çektiğim Fotoğraf Yarışmasındaki Ödülü Kabul Etmem Mümkün Değildi

Hepimizin Yozgat’ta tanıdığı fotoğraf

Hepimizin Yozgat’ta tanıdığı fotoğraf sanatçılarından Oktay Yıldırım ve çok değerli eşi Sibel Yıldırım evlerinin kapılarını Yeniufuk Gazetemize açtılar. Geçen sene Dokunuş Projesiyle gönülleri fetheden Oktay Beyle fotoğraf sanatı üzerine kısa bir söyleşimiz oldu. Fotoğrafa olan merak hikayesinin sır perdesini Yeniufuk Gazetemize araladı.

Sanatla ilgilenen insanların başlama hikayeleri hep ilgimi çeker, sizin de bir hikayeniz olmalı ?

Lise döneminde ailemize yeni katılan bir eniştem vardı. Fotoğraf makinesi vardı, gazeteciydi. Makinesini pek kimseye de vermezdi. Nasıl oldu bilmiyorum bir müddet benim almama izin verdi, siyah beyaz 24’lük, 36’lik pozlar vardı, gençler şimdi bilmezler ama o dönem öyleydi fotoğraf makineleri.   Yozgat Ticaret Meslek Lisesinde okuyorum o zamanlar. İlk başlarda kendi fotoğrafımı arkadaşlarıma çektiriyordum. Sonra bir hocam fotoğraf makinesinin çok kıymetli olduğunu ve güzel fotoğraflar çekilebileceğini anlattı ve ben artık arkadaşlarımı çekmeye başladım. Siyah beyaz ve hep hatıra fotoğrafı olduğu için belli bir süre sonra beni cazbetmemeye başladı. Lise bittikten sonra  1984 yılında Almanya’ya gittim. O zamanlar telefon pek yoktu, eniştem bir mektup yazdı, Almanya’da bir fotoğraf makinesi alırsan dönüşünde Ankara’da gazetecilik işi yapabilirsin yazmıştı. Babama durumu anlattım ve babam bana bir fotoğraf makinesi aldı. Praktica MPL5 geniş açılı lensi var,18-55 lens var. Türkiye’ye geldiğimde Ankara’ya gitme planlarım olmadı ve Yozgat’a geldim.Fotoğraf çekmeye başladım. Askere gittim geldim tam anlamıyla o dönemde de ilgilenemedim. Askerlik dönüşü ticaretle uğraştım. O zamanlar komşumuz fotoğrafçı ve bana bir kaç ayar gösterdi. Manzara fotoğrafı, portre çekmeye başladım. Bir yandan fotoğraf banyosu, bir yandan işlerim yoğun bir dönem oldu ve fotoğrafı yine ertelemek zorunda kaldım. 1996 yılında Türk Telekom’a girdim. Haftasonlarımı değerlendirme fırsatım oldu. Fransa’ya gitme fırsatım oldu. Makinemi de götürmüştüm. Yiğenlerim dijital fotoğraf makinelerin çıktığını söyledi ve ben de orada, yarı profesyonel dijital bir makine aldım. Kızım döndüğümde üniversiteyi kazandı ve seçmeli ders olarak fotoğrafçılığı seçti ve makineyi ona verdim . Babaların kızlarına hayır deme şansı yok tabi ki, ben de seve seve verdim. Yaz tatiline geldiğinde kızımdan fotoğraf makinesi alıp, çekmeye başladım. Yozgat’ta açılan bir fotoğraf yarışmasına katıldım ve  bir fotoğrafım ödül aldım. Ödülden aldığım parayla hemen kendime bir fotoğraf makinesi aldım. İlk profesyonel fotoğraf makinemi almış oldum. Fotoğraf çekmeye başladım ama beni tatmin etmiyordu, istediğim gibi çıkmıyordu. O dönemde Yozgat’ta fotoğraflarla ilgilenen arkadaşlara sordum manuel çekmek istiyordum. Ankara’da bir kursa gitmeye karar verdim. Haftasonu kurslarına kayıt yaptırdım. Kursta ilk ders herkes kendini tanıttı ve sıra bana geldiğinde Yozgat’tan geldiğimi söylediğimde hepsi bir döndü ve bana baktı. Yozgat’ta kurs varda ben miş gitmedim dedim, ilk önce bana güldüler daha sonra azmimden dolayı tebrik ettiler. Fotoğraf çekmeye başladım, sürekli çektiğim fotoğrafları inceliyordum ve yine beni tatmin etmiyordu. Bir gün kurs hocam aradı ve yeni kurs açacağını, üç ay boyunca devam edeceğini söyledi. Ve ben de yeniden gitmeye karar verdim, üç ay boyunca her haftasonu Ankara’ya gittim. Kurs etkinliği olarak Tuz Gölüne gittik ve orada çektiğim bir fotoğrafım Hürriyet gazetesinde çıktı. Beni çok mutlu ve motive etti. Fotoğraf sanatına başlamış olma hikayem bu.

Oktay Bey beni etkileyen bir olayda Yozgat’ta yapılan Dört Mevsim Fotoğraf Yarışmasında kazandığınız ödülü kabul etmemeniz oldu .

Yarışmada beş fotoğrafımdan dört tanesi derece yaptı. Yozgat tanıtımı için ödülü kabul etmedim. Memkeletimizin tanıtımı için benim de bir katkım olsun istedim. Yozgat sevdalısı olarak Yozgat’ı tanıtmak için para almak bana ters geldi. Yarışma gereği mecbur parayı vermeleri gerktiğini de belirttiler. Ben de ödülümü Yozgat Şehir Aileleri  Derneği ve Yozgat Yardımseverler Derneğine bağış yaptım.

Bildiğim kadarıyla bir gazetede de fotoğraflarınız yayınlanıyor. Gazete ile genç yaşta tanışma fırsatınızı sonradan Yozgat’ta bulduğunuzu da söyleyebiliriz aslında.

Evet gençlik yıllarında içimde kalan bir istekti. Eğitimden sonra fotoğraflarım da değişmeye başladı. Bakış açım farklılaştı ve sosyal medyada ilgi görünce Tarık Bey fotoğraflarımı gazetede yayınlamak istediğini söyledi. Yayınlamaya başlayınca olumlu tepkiler aldık. Takipçi sayısı arttı .

Zamanla köşe yazısı da yazmaya başladım.

Fotoğrafla ilgilenen insanlar gezmeyi de seviyor, eminim bir çok şehrimize de iz bırakmışsınızdır.

Ülkemizde bir çok şehrimizi gezdim. Fotoğrafla ilgilenmek o şehre ait bilgileri de öğrenmek demek, tarihi, kültürel dokusunu araştırmak demek. Gitmeden mutlaka araştırma yapar, gezilecek yerler, kültürel özelliklerini öğrenirim. Fotoğraflarımda o şehrin hikayesi olsun, kalbe dokunsun istiyorum. Bugün Şanlıurfa’ya gidip Balıklı Gölü fotoğraflamadan gelmemek gerektiğini düşünüyorum.

İlk aldığınız fotoğraf makineleriniz hala duruyor mu?

Almanya’dan aldığım ilk fotoğraf makinemi saklıyorum. Diğer almış olduğum makineleri ise sürekli değiştirdim. İlk göz ağrım  hala eskisi gibi çalışır vaziyette.

Peki, Oktay Bey bazen Nikon mu, Canon mu tartışması çıkıyor sosyal medyada sizin de böyle marka takıntınız var mı?

Ben Nikon, Canon kullandım ve şuan Olympus kullanıyorum. Hepsinin başarılı olduğu  kategoriler ayrı. Tercih meselesi tabiki, marka takıntım yok. Kolay taşınabilirliği açısından Olympusu tercih ediyorum . Aynasız olduğu için ilgimi çekiyor. Fotoğraf makinelerin çoğu aynasıza doğru gidiyor, dijitalleşme yolunda ilerliyoruz.

Fotoğraf sanatına yeni başlayanlara bir tavsiyeniz var mı ?

Seviyorlarsa bırakmasınlar, sevgi, sabır ve azim şart.

Sanatla ilgilenen insanların mutlaka başka bir ilgi alanları da oluyor peki sizin var mı ?

Ebru sanatı ile ilgileniyorum, çavdar sapı ile de elif ve vav yapıyorum. Çavdar sapından sanat mı olur diyenler olsa da, bana göre sana;t ürün çıkarmak ve kendinizin, çevrenizin beğenisini kazanmak.

Yeniufuk Gazetesi olarak bizi misafir ettiniz size ve çok başarılı bulduğum, bir kadın olarak lider gördüğüm Sibel Hanım’a teşekkürlerimi sunuyorum.

Biz teşekkür ederiz, Yeniufuk Gazetesi ailesi ve okuyucularına da selamlarımızı gönderiyoruz.  

 

Reklamı Geç