YOUJGAT KELİMESİNİN BİLİMSEL AÇIKLAMASI
Ülkemiz kuzey yarımkürede bulunmaktadır. Malum olduğu üzere kuzey yarımkürede yaz başlangıcı 21 Mart’tır. Güneş ışınlarının eğik olarak dünyaya temasında ilk önce kuzey cephedeki bölgeler güneşten faydalanır. Bu durumu Yozgat özelinde açıklarsak 21 Mart’ta güneş ilk Nohutlu Baba tepesini ısıtır. İlk otlar da nohutlu ve çevresinde yeşermeye başlar. Daha sonra geçen süre içerisinde güneşin daha da dünyaya dik düşmesi sonucu 6 Mayıs’ta Yozgat güneşi dik olarak almaya başlar. Bu esasında Yozgat’ın baharını temsil eder ve “EĞRİCE” olarak bilinen bahar bayramı oluşur.
Yozgat’ın güneyinde bulunan meşelik ve çamlık ormanların bu ot örtüsü üzerine şu şekilde etkisi olur. Ağaçların gölgelemesiyle otlar daha uzun süre yeşil kalır. Oysa 21 Haziran’dan itibaren kuzey yarımkürede ot örtüsü kurumaya başlar. Bu sebeple bu yörede ilk yaşayanlar otu sütü bol yer anlamına gelen Youjgat adını koymuşlardır.
Bugün de şehir merkezindeki bakkallarda 6 ay boyunca koyun yoğurdu, daha uzun sürelerde camız kaymağının satılması Youjgat kelimesini yani otu sütü bol yer olduğunun kanıtıdır. Yozgat’ın ismi ile ilgili “Yozuna yoz katılsın” veya “Yüz kat” gibi iddialar da mevcuttur.
Özellikle Yozgat’ın şehirleşmesiyle birlikte, Yozgat’tan Avrupa’ya ihraç edilen tarımsal ve hayvansal ürünlere geldiğimizde;
- Afyon sakızı: Morfin maddesinin hammaddesidir. Özellikle sağlık sektöründe, ameliyatlarda kullanılan en önemli maddedir. Afyon sakızı o zamanlar Yozgat’a bağlı olan Alaca Zile taraflarında, Çekerek ırmağı kenarlarında ve Aydıncık Kümbetovası’nda bol miktarda üretilmekteydi. O zamanlar özellikle Fransa kimyada çok gelişmişti. Afyon sakızından morfin üretmek Fransızlar için kolay işti.
- Tiftik: Ankara keçisinin yünü olan ve moher olarak anılan, İngiliz kumaşına kimlik veren bu dokuma ürünü Yozgat ve çevresinde bol miktarda yetiştirilmekteydi. Özellikle şehrin kuzeyindeki köyler, Kabaktepe olarak biline bölge tiftik keçisinin yetiştirildiği ana bölge idi. Dedem “Sivas’ın kıl keçisini getir, 2 sene Kabaktepe’de yayılsın tiftik keçisi olur” dermiş. Yozgat’ın kuzeyindeki bitki örtüsü Ankara keçisinin yetişmesi için en uygun ortamı sağlamaktaydı. Yozgat tiftik üretim merkeziydi. Burada üretilen tiftik özellikle İngiltere’ye satılarak İngiliz kumaşının oluşumunu sağlamıştır. Önceleri katırlarla Samsun’a, buradan da deniz yolu ile İngiltere’ye satılırdı. Daha sonraki yıllarda Abdülhamit döneminde Ankara’ya kadar gelen demiryolu, tiftik ticaretinin tren ile yapılmasını sağlamıştır. Cumhuriyet döneminde 1927’de demiryolunun Yerköy’e kadar gelmesi, Yozgat’ı İstanbul ve İzmir’e bağlamıştır.
- Mahlep: Kiraz ve vişnenin yabani atasıdır. Mahlep kimyada, gıdada ve doğal renginden dolayı tekstilde boya olarak kullanılan yabani bir meyvedir. Özellikle Çekerek ve Aydıncık çevresinde bol miktarda yetişir. Bugün Sarıkaya – Boğazlıyan arasında yol kenarlarında, mezarlık kenarlarında bol miktarda yetişir. Köylü bunları toplar tüccarlar bunları alarak Avrupa’ya ihraç ederdi.
- Kitre: Anadolu, özellikle de Bozok Yaylası keven bitkisinin çok yoğun olduğu bir coğrafyadır. Bu bitkinin belli mevsimlerde bu bitkiden elde edilen kitre maddesi hem kimya sanayiinde hem de gıda sanayiinde Avrupa’da çok tutulan bir üründü.
- Çöven: Özellikle helva yapımında ve kimyada kullanılan bu ürün genellikle Delice Irmağı kenarındaki yamaçlardan bahar aylarında toplanarak yurtdışına satılırdı.
- Çivit Mazı: Meşenin bir meyvesidir. Yeşilken toplanan ve gölgede kurutularak elde edilen bu ürün kimyada ve tekstilde önemli bir maddedir. Yozgat’ın meşelik dağ köylerinde köylünün önemli bir gelir kaynağıydı.
- Kilim Dokuması: Köylümüzün yün, tiftik ve keçi kılı kullanarak elde ettiği dokumalar da önemli bir gelir kaynağı idi. Bundan başka da aromatik başka ürünler de mevcuttu.
- Yeşil mercimek, nohut ve fasulye de Yozgat’ın hem yurtiçine hem de yurtdışına sattığı ürünlerdi. Özellikle yeşil mercimeğin anavatanı Yozgat’tır.
- Cehri: Baharla birlikte yüksek yerlerde yetişen dikenli, çiçekli bir bitkidir. Özellikle tababette ve gıda sanayiinde kullanılır. İlimizin de kuzeyinde Cehrilik olarak bilinen yerde yoğun şekilde yabani olarak yetişir.
Bu ürünleri üretim bölgelerinden şehre taşımak, buradan da Samsun’a veya demiryolu için Ankara’ya nakil işini katerciler yapardı. Bugünkü TIR nakliyesi yapanlar. Bu ürünleri üreticiden toplayan tüccarlar, katerci esnafına teslim eder. Samsun’a götürmeleri için ücretini öderdi ve At, eşek, katır ve develerden oluşan katerler Samsun’a ulaştırırdı. Dedem Osman Ağa’nın babası, büyük dedemiz Yusuf da Yozgat’ın önemli bir katercisiydi. Her insan katercilik yapamazdı. Güvenilir, dürüst insan olacaksın, arkan sağlam olacak, bileğine sağlam olacaksın. Katerciler güvenilir insanlardan oluşurdu. Özellikle o dönemlerde kırsal eşkıyalarla doluydu. Dolayısıyla mal ve can güvenliği sağlamak her babayiğidin yapabileceği iş değildi.
Bu ürünlerin alım satımı Yozgat’a çok ciddi bir para girişi sağlamıştır. Yozgatlı Hristiyanların yabancı dil bilmeleri, Fransa, İngiltere ve İstanbul’da akrabalarının olması Yozgat’a 18 ve 19. Yüzyılda bir üretim üssü yapmıştır. Tahıl var, bakliyat var, her türlü büyük ve küçükbaş hayvancılık var, aromatik bitkiler var. O zamanlar Köhne adında küçük bir köy olan bugünkü Sorgun’da, en az bir ay süren büyük bir pazar kuruluyordu. Köhne küçük bir köy olmasına rağmen Köhne Pazarı Osmanlı döneminde uluslararası bir pazardı. Şam, Halep, Musul gibi yörelerinden Arap alıcılar bu ürünleri almak için Yozgat’a geliyor para bırakıyordu. (Sürecek)