Şiddet haberleri alıp başını gidiyor, peki şiddet haberleri yayınlanmalı mı, yayınlanmamalı da bir tartışma konusu. Yayınlanmasan insanlar daha cesaretli olacak, yayınlasan sanki şiddet sıradan bir olay gibi bir algı oluşturuyor. Demek ki başka bir yol bulmamız gerekiyor. Uzmanlarımıza çok işler düşüyor, biz de tabi ki uzmanlarımızı, aydınlarımızı bu konuda desteklemeliyiz, çalışan insanı gerçi pek sevmeyiz biz, lakin gidişatımız da gidişat değil.
Bize de çok işler düşüyor… Bizim acilen iyi insan olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Dürüst olmak insana özgü bir özellikken, şimdi sanki dürüst insan görsek, onu melek sınıfına alacak kadar ilahlaştırıyoruz, neden, o kadar insana ait özelliğimizi yitirdik ki, görünce, kan çekiyor diyoruz ya, ondan içimiz ısınıyor. Gülen insan bile bulmak zor azizim.
Bir insan olarak kendimizi geliştirmeli, iyi bir vatandaş, iyi bir anne, baba, komşu, akraba, öğretmen, doktor, öğrenci vs. ne iş yapıyorsak o olmalıyız. Kendimizi değil çevremizi de aydınlatmalıyız. Mum çağını çoktan geçtik, lazerle yeniden ışık saçmalıyız.
Bizim acilen yeniden aile olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Aile bireylerini bir arada tutan o sofralar yok artık. Elimizde telefonlarla yüz yüze gelmediğimiz, yemek saati herkesin ayrı olduğu bir aile de sağlıklı ne kadar kalabiliriz ki. Sonra dünya nereye gidiyor diye kurduğumuz isyan cümlelerinde biz neredeyiz. Bakış açımızı değiştirmemizin vakti gelmedi mi?
Bizim acilen iyi insan olmayı öğrenmeye ihtiyacımız var.
Çocuklarıyla konuşan, onlarla ödev yapan, film seyreden, kitap okuyan, birlikte spor yapan, müzik eğitimi alan, oyunlar oynayan, portakal yiyen (çocukluğumun en güzel anısıdır portakalı çok severdim küçükken), dertleşen anne ve babalara ihtiyacımız var.
Çocuk ne görüyorsa onu yapar diye tekerleme gibi her yazımda bastıra bastıra söylüyorum. Çocuklara sürekli bağıran, sürekli engelleyen anne baba olmayı bırakmamız gerekiyor. Çok serbest de değil, çok sert de değil, ılımlı davranışlar, kurallar da olacak elbette, esnek geçişler de…
Bir şeye sürekli bakmak onu sıradanlaştırıyor. Dünyanın en güzel kadınları bile aldatılıyor. O güzellikleri bile sıradan hale geliyor. İşte şiddeti gören, şiddete maruz kalan bir çocuk için de şiddet sıradanlaşıyor ve büyüdüğünde anne baba olduğunda o da şiddet uygulamaya başlıyor.
Peki ne yapılmalı ? Artık Avrupa’da aile bağları üzerine filmler, diziler çekiliyor. Biz de ne oluyor, yaşamadığımız hayatlar tepsiyle sunuluyor, biz de seve seve tepsiye koşuyoruz ve bir türlü yetişemediğimiz tepsi için hayatımızın da tadını kaçırıyoruz. Artık kendimize dönme vakti, hayatımıza bir bakalım neler yaptık, neler yapıyoruz ve neler yapacağız. Bir insan kendini yetiştirmeyi becerebilirse yanındaki arkadaşlarını, eşini, dostunu, çocuklarını da etkileyerek gelişim sağlayacaktır. Başınızı ağrıttım affola.. Sağlıcakla kalın…