Zamanla başımız dertte. Yetişmeyen işler, dışarı çıkmak istersin çıkmazsın, bulaşıklar, çamaşırlar, ya ofisteki işler, dosyalar yığılmıştır. Kısaca başımızın belasıdır zaman. Öte yandan her şeyini yetiştiren insanları görür, iyice kafayı yeriz. Yazılan çizilen ne varsa okumaya başlarız zaman yönetimi üzerine. Sonuç genellikle hüsran… Bir yerler de yanlış giden giden bir durum var belli ki… Sihirli değneğe sahipmişiz gibi, bir anda değişsin isteğimizin olması da, belki en büyük etkenlerden bir tanesi.
Ne zaman işlerin yoğunluğu beni bunaltacak olsa şu sözü tekrarlarım hep, “Yeterli zamanım yok deme, Pasteur, Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Albert Einstein’in da günleri 24 saatti. “ Bir coşku gelir, sanırsın aslan gücüyle çalışıyorum, yaşıyorum.
Bazen farkında olmadan başkalarının da yapabileceği işleri yükleniyor olmamız, bizi gırdapa sokuyor olabilir. Kendi işimi kendim yaparım diyen insanlarda görülmüş ki, zaman yönetimi becerileri giderek kötüye gidiyor.
Bir de hayır diyememek var. O gün yaptığınız bir plan var ve arkadaşınız aradı kahve içmeye davet ediyor sizi. Eyvah eyvah. Planı bozmamak gerek, şayet o an arkadaşla görüşmek daha önemliyse, durum başka lakin yarın da içebilirsiniz kahveyi değil mi ?
Bir yerlere yazamasak da yapacağımız işlerin önceliğini belirlemek, bunu alışkanlık haline getirmek de kolaylaştıracak zamanı kontrol etmemizi. Beynimizde oluşturmak , kendimize olan güveni de artıracağından, motivasyonumuz da artacaktır. Günlük basit işlerimizi bile planlayalım. Zihnimiz bir rahat etsin, salıversin gitsin.
Bir de kendi kendimize verdiğimiz olumsuz mesajlar oluşabiliyor. Zaman tasarrufu gibi bir ifade. Zaman tasarruf edilmez, bugün bir saat tasarruf ettim, yarın harcarım olayı mümkün mü, değil. Zamanı harcamak ve onu nasıl harcamamız gerektiğini düşünmek önemli olan.
Zaman yönetimi nedir esasen, her faaliyete uygun miktarda zaman harcamaktır. İşinizde bir dosya normalde 30 dakika bitmesi gerekiyor ve siz iki saatte bitiriyorsanız, bir yerlerde yanlış giden bir durum var. Alarmmmm…
Çok çalışmak değil, akıllıca çalışmak. İşlerimizin sayısını azaltacak yollar bulmalıyız. Bill Gates demiştir ki, bu sözü de çok severim “Zor işleri yapmak için her zaman tembel kişileri seçerim. Çünkü onlar işi yapmanın kolay bir yolunu bulurlar. “ Tembel olalım demiyorum, kestirme bir yol arayalım diyorum. Anlaştık mı
Bir de ne var her şeyi planlayınca robot gibi yaşayacağımız düşüncesi. Oysaki planlı yaptığınızda işleri, sinema gününüz, dostlara ayrılan zaman, piknik vs gibi etkinlikleri de planlayacaksınız . Bunun neresi robot gibi bir yaşam olsun ki Allah aşkına. Unutmayalım ki en büyük düşman da en büyük dostta insanın kendisidir. Sıyrılın kalıplaşmış sözlerden, hepsini çöpe atalım. Yeni bir güne, haftaya, aya, yıla merhaba diyelim. Zaman bizi yutmadan biz onu yutalım. Saygılarımla…