Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mum Işığındaki Hayatlar

  Yaş 34… 35’e

 

Yaş 34… 35’e ramak kala yüzümde oluşan çizgilerin oluşturduğu boşluğu neyle dolduracağımı bilemediğim bir yerdeyim. Eş,dost, akraba, iş, evlat sevgisi..Yok yok en güzeli insan sevgisi. Değmediği bir yer yok bu sevginin, öylesine saygı,öylesine hoşgörü gerektiren bir sevginin hakkını verebilir miyim bilmiyorum ama elimden gelen bu diyen bir karınca misali ben de elimden gelen bu demek istiyorum sessizce…

İnsan sevgisi… İki kelime beş hece…Bir çırpıda söyleyip bitirdiğimiz, yosun bağlamış, tavan arasına sıkışıp kalmış, nefes alamayan bir duygu. Konuyu nereye mi getireceğim, hani geçen gün, gün ortasında, saat 15:00 civarlarında yanarak can veren teyzemize. Kaldığı yıkık dökük evinde kim bilir ne anılarıyla birlikte can verdi. Kimi kimsesi yok muydu acaba? Elden ayaktan düşmüş deriz ya, ne haldeydi kim bilir. Ve en çok merak ettiğim neler hissetti, çaresizliğin pençesinde, yalnızlığın amansızlığında neler yaşadı? Film şeridi gibi geçti mi yaşadıkları, ya çocukları ? Çocukları var mıydı? Koca bir hayat yine kayıp gitti sessizce.

Üzüldüm. Hissettim. Gözlerim doldu. Ne yaşayacağımızı bilmediğimiz, kestiremediğimiz hayatın biz neresinde olacağız acaba, 89 yaşımıza geldiğimizde? Mekanın cennet olsun.

Yaşlıları öldüren yalnızlık değil midir? Ben çocuk ve yaşlıları önemsiyorum. İkisi de bakıma muhtaç. Huzurevi olgusunu ülkemizde yavaş yavaş kabullenmeye başladık. Bakıma muhtaç yaşlılarımızı neden yerleştirmeyelim. Yanı başlarında bir ekip, sıcak yemek,sıcak oda ve yaşıtlarının olduğu bir ortamdan ne zarar gelebilir. Aç, susuz, soğuk kış günlerinde soba yakma çabasında yanmadan huzurevinde kalmanın ne zararı olabilir ki? Ben size söyleyim mi ne zararı var. Çocuk zararı var. Bir çocuğu çıkıp, biz annemizi, babamızı huzurevine gönderemeyiz der, elalem ne der, bi annesine, babasına mı bakamadı,dedirtmem der çıkar işin içinden. Eee tamam bak o zaman ailene. İki üç günde gidiyoruz yanlarına. Bakıma muhtaç, soba yakamıyor.Her sabah yakıyorum. Ya geceleri..Allah Kerim. Şu elalem dediğimiz popüler grup şimdi yalan mı söylüyor. Ve nitekim gelelim işin diğer yüzüne, çocuklarının iznine bırakılmasın artık yaşlılarımızın kaderi. Çocuklarının izni olmadan da yaşlılarımız huzurevine alınabilmeli. Bakıma muhtaç yaşlılarımıza bir de yalnızlığı yüklediğimizde, tablo çok daha vahim oluyor. Teoman’ın bir şarkısında söylediği gibi daha kaç vücut gerekli benim seni unutmama. Ben de diyorum ki daha kaç yaşlımız ölmeli değişimi başlatmaya ..!

 

 

Reklamı Geç