2018-2019 eğitim ve öğretim yılının ilk ders zili dün çaldı. Konunun uzmanlarına göre, ülke genelinde yaklaşık 18 milyon okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi okula başladı. 2 aylık tatilin ardından 1 milyon öğretmen ders başı yaptı.
Bu durumda hemen hemen her evde bir öğrencinin, 5 evden birinin de öğretmenle irtibatlı olduğunu düşündüğünüzde okulların açılması ile birlikte hayatın genel akışı değişir, trafikten ekonomiye birçok alanda hareketlilik başlar.
Yozgat’ta dün sabah itibariyle eğitim hareketliliği başlamış oldu… Kazasız, belasız bir eğitim öğretim yılı geçirmeyi temenni ediyorum.
Burada hepimizin aklına ilk gelen soru şu olsa gerekir; Okullarımız, öğretmenlerimiz eğitim sistemimiz yeni döneme hazır mı?
Yaz boyu tadil edilmiş binalar, seminer döneminde hazırlanmış öğretmenler ve kafası karışık eğitim sistemimizle beklentilere cevap verebilecek miyiz?
Yeni adrese dayalı sistemin kaosu geçmedi. 4. Yerleştirme süreci sonunda da hiçbir okula yerleşemeyen öğrenciler, istemediği okullara gitmek zorunda kalanlar, çaresiz velilerin durumu düşündürücü olmalıdır
Bu sistem daha çok su götürür…
Sınavsız öğrenci alan mahalle Anadolu Liselerinin kontenjanları artırılarak sorunlar çözülmeye çalışıldı ise de bu durum daha büyük sorunları ortaya çıkardı. ‘’Meslek Lisesi, Memleket Meselesi’’ diye eğitimimizin bir misyonu, iddiası vardı. Keşke bu sistem üzerinde ısrarla durulmuş olsaydı, bugün bazı sorunlar yaşanmaz olacaktı.
İşte bu sistemin üzerinde durulmadı için bugün konuya genel baktığımızda Meslek Liseleri yeni yerleştirme sistemi ile boş kaldı. Yerleşenler de maalesef en düşük diploma notuna sahip, hedefsiz öğrenciler oldu.
Yine genel konuşacak olursak, son yıllarda sayıları artırılan, fiziki şartları iyileştirilen İmam-Hatip Liseleri kontenjanları da boş kaldı.
Eğitim sistemimizin önemli kazanımı derslik başına düşen öğrenci sayıları yeniden artmaya başladı. Veli gözüyle bakıldığında ise bugünkü ekonomik şartlarda öğrencinin kıyafeti, servisi, kırtasiye v.b eğitim giderleri düşündürücüdür.
Eğitimin, insan kaynağının temel sorunu liyakat her dönemin problemi olmaya devam etmektedir… Çözülebilecek gibi de gözükmüyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen eğitimci umutlu olmak, elinden gelenin en iyisini yapmak zorundadır. Gönlümüzden geçeni değilse de, gücümüzün yettiğini başarmak zorundayız. Bu vesile ile bir kez daha yeni eğitim ve öğretim yılının eğitimin tüm paydaşları için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.