Yozgat aslında yerel kaynaklar yönünden kendi kendine yetebilen, yeteri kadar zengin olan bir şehir.
Gelin görün ki, bu zengin kaynaklar bir türlü gün yüzüne çıkartılmış değildir. Mesela Yerköy başta olmak üzere jeotermal kaynak sular halen boşa akmaya devam ediyor. Çayıralan bölgesindeki mermer yataklarını saymıyorum. Tarım arazilerinin büyük çoğunluğu atıl vaziyette. Bölgedeki un fabrikalarının tamamı kapalı vaziyette dururken, hayvancılık üç-beş insan eliyle desen öylesine yapılmaya çalışılıyor.
Buna karşın Yozgat’a merkezi hükümet başta olmak üzere çeşitli kuruluşlar bonkör davranmaya devam ediyor.
AK Parti hükümeti döneminde Yozgat’a gönderilen kaynakları inkâr edenin gözüne ve dizine duracağını başta belirteyim.
Buna bağlı olarak gelelim bugün birlikte yapacağımız sohbetin asıl kısmına. Yozgat Valiliğinde önceki gün proje bazlı protokol imzalama töreni vardı.
Bu törende Yozgat’a 2016 yılından bugün KOP İdaresinden 199 projeye karşılık olarak 91,3 milyon TL destek alındığı hatırlatıldı.
ORAN kalkınma ajansından aynı tarihler arasında alınan farklı miktarlardaki destekleri de ayrıca unutmamak lazım.
Bunlara ilave olarak Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun da vermiş olduğu bir kısmı hibe destekleri hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Fakat günümüze geldiğimizde Yozgat’ın durumuna bakacak olursak, yeteri kadar kalkınmadığı, gelişme adımlarının beklentilerin bir hayli gerisinde kaldığını görmekteyiz.
Çünkü Yozgat’ta bugün yeteri kadar gelişme ve kalkınma olmadığı için üretim sorunu yaşanmaktadır. İstihdam alanlarının yetersiz kalmasına bağlı olarak, işsizlikle birlikte nüfus göçü halen devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu verileri incelendiğinde Şehir ve ilçe merkezlerine oranla köylerdeki insan sayısının günden güne azalmaya devam ettiğini görüyoruz.
Peki, çözüm nedir? Bu sorunun cevabını yetkili mercilerin vermesi gerekir aslında. Fakat şunu ifade edeyim Yozgat gerek elindeki kaynakları gerekse dışardan aldıklarını doğru ve yerinde kullanamadığının sonucunu yaşıyor.