Bugün yaşam ile ölüm arasındaki o hassas çizgiye biraz dokunalım istiyorum… Hayatımıza yön veren yaşamın içinde yer alan ve her gün belli bir mesafesini tükettiğimiz yolculuk, son nefese kadar devam ediyor…

* * * *

Ağlayarak dünyaya gözünüzü açtığınızda aldığımız ilk nefesten son nefese kadar yaptıklarınızın tümü sizi ya da bizi tanımlasa da son nefesinizi verdiğiniz hal ile anılacağız/anılacaksınız…

Şöyle ki; uzatma dakikası olmayan bir futbol maçı düşünün… 89 dakika çok iyi bir oyun ortaya koyabilirsiniz…

Ama doksanıncı dakikada golü yerseniz herkes skor ile o maçı hatırlar…

* * * *

Maç esnasında ne kadar iyi oynadığınız, kaç tane güzel pas yaptığınız, sonucu etkilemeyen kaç tane gol pozisyonuna girdiğiniz, yaptığınız sayısız asistler (yardım) ve daha birçok akılda kalan güzellikler belki kısa bir süre dillerde dolanır…

Ama maç düdüğündeki durum hep hatırlanır…

* * * *

O nedenle yaşarken, bunu göz önünde bulundurmak şart… Hele bir de yaşamın dakikası da belli değilse, her an her gün dününüzün bir önceki halinizin üstüne koyarak ilerlemeniz, gelişmeniz gerekiyor…

Yozgat sizin olmuş, mal/mülk, hesap, kitap konusunda sizin adınıza bunları yapanlar varmış… Çevrenize bakın ne demek istediğimi yani bu durumu çok daha iyi anlayacaksınız.

* * * *

O nedenle giderken de, Adam gibi edeple ve yakışan şekilde gitmek gerekiyor… Bakın Yozgat’a kimler geldi kimler geçti gitti…

Lise Caddesinde “Yozgat benim” edasıyla dolaşanlar şimdi nerede… Kimisi Sarıtopraklık, kimisi Taşocağı, kimisi Çatak mezarlığında değil mi? Ve nasıl anıldıklarına bakın…

* * * *

Demem O ki, hepimiz için söylüyorum… hazır zaman varken, fırsat varken, kendi durumunuzu da buna göre ayarlayın…

Nasıl anılmak istiyorsanız, öyle yaşayıp, öyle noktalamak gerekiyor hayatı…

“Kendini hiç ölmeyecek zanneden kişinin çalışması gibi çalış, yarın öleceğini zanneden kişinin korkması gibi kork.’’

Bu hadis aslında birçok şeyi de özetliyor… Yaşarken düsturları olmalı insanın, sınırları olmalı… Ama gel gör ki, insanın ar perdesi bir sefer yırtılmaya görsün… Ne dikiş tutar ne de ütü!..

• Eğitim sisteminde çocuklarımıza ve genlerimize gereken ilgi ve önemin verilmesi için çalıştıklarını anlatan Müdür!
• Kurumsal çalışmalar doğrultusunda yaptığı çalışmalar neticesinde “dijital dönüşüm ödülü” aldıklarını paylaşan Genel Müdür!
• Yaklaşan yerel ve genel seçimler öncesi parti teşkilatlarının bir bütünlük içinde hazırlıklarını ve çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Başkan Yardımcısı!