""

Kentlilik üzerine… « Yeniufuk Gazetesi

26 Nisan 2024 - 10:58

Kentlilik üzerine…

Kentlilik üzerine…
Son Güncelleme :

15 Ocak 2018 - 7:00

Cuma günü Cuma namazını Bilal Şahin Külliye’sinde kıldım… Namaz sonunda tanıdık dostlarla cami avlusunda konuşurken, sohbet bölgedeki yüksek katlı çarpık yapılaşmaya kadar uzandı. Bu konuda neler düşündüğümü merak edenler dostlara bir şeyler anlattım ama anlatamadıklarımı şöyle izah edeyim:

* * * *

Kentler insanların taşraya göre çok daha yoğunlukla bir arada yaşadıkları alanlardır. Bu biraradalık pek çok sorunu beraberinde getirir. Aynı zamanda bu birliktelik kendinden kaynaklanan sorunların çözümüne önemli bir kaynak olma rolü de üstlenir. Ortak yaşamın getirdiği sorunlar genellikle ortaklık etmekten değil bir arada yaşamanın getirdiği sorunlara kör, duyarsız ya da kendini sorumsuz hissetmekten kaynaklanır.  

* * * *

Kentlileşme ise; kendi yaşadığı çevreyi daha iyi görebilmek, tanıyabilmek, değerlendirebilmek, sorgulayabilmek, yapılan yanlışlara karşı tepki gösterebilmek ve sorumluluk hissedebilmektir. İçinde bulunduğu çevreyi sahiplenmek ve ona saygı göstermektir. Bu bağlamda kendi yaşam alanlarında betonlaşmaya, yeşil alanların, nefes alınacak ormanların, ağaçların, derelerin yok edilmesine ilgi yoksunluğu içinde ses çıkaramayan, ya da bundan duyduğu rahatsızlığı ifade etmekten çekinen bir toplum kent tabelalarının belirlediği sınırlar içinde yaşamakla birlikte kentli olmaktan çok uzaktır.

* * * *

Diğer taraftan Yozgat’ta betonlaşmayı kentleşme olarak algılayan, yaşadığı kentin gelecek planından bihaber ya da ona karşı kayıtsız olanların dünya ile olan ilişkileri enine boyuna sorgulanmalıdır. Sohbet sırasında günümüz koşullarının getirdiği mevcut iklimin; çevresinde olanların farkında olup da sessiz kalan, duygularını, düşüncelerini ifade etmeye cesaret bulamayan, fısıltıyla anlaşmaya çalışan yeni bir sosyal yapıyı türettiğini gözlemledim.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere uzun zaman öncesine dayanan tespitim şudur; kentleşmeden çok uzakta, talan düzenine mahkûm sahipsiz toprak parçaları haline gelen Yozgat, tecrübesiz yöneticilerin yanında mevcut iklimin türettiği bilinç yoksunu ve cesaretsiz kitleler sayesinde bu hale geldi.

* * * *

Ancak bir kentin tümünün bilinç yoksunu çaresiz cesaretsizlerle dolu olduğunu söylemek mümkün değil. Diğer taraftan bu kitlelerin hep böyle kalacağını düşünmek de en büyük yanılgı olur.  En cahilinin en ilgisizin bile çevresinde olan bitenin farkına varacağı bir gün, en korkağının bile haykıracağı bir zaman elbette gelecektir.

Bütün mesele; o zamana kadar, Yozgat’ın daha fazla çarpık yapılaşmayla devam eden betonlaşmasını müsaade etmemek üzere acil önlemler alacak yöneticilere ihtiyaç vardır.

 

 

  • OHAL süresinin uzatılmasını ‘ülkemiz 18 aydan beri OHAL rejimi ile yönetilmektedir” diyerek bu sözlerle eleştiren Başkan!
  • Eski devlet hastanesi binasının ve yerinin Milli Eğitime tahsis edildiğini yaptığı açıklama ile duyuran Milletvekili!
  • Yozgat’ta eğitim meselesini iyi bir noktaya taşımak için mesai mefhumu gözetmeksizin çalışmalıyız diyen Müdür!

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.