Yayınladıkları Türk dizileri ile devletimizin kanalı TRT Televizyonu başta olmak üzere birçok kanal, yabancı filmleri sabun köpüğü gibi suya katıp, deyim yerindeyse süpürüp attı.
Bu durumun milletimiz tarafından takdire şayan olduğunu tahmin etmemek mümkün değildir. Bir zamanlar, hafta sonları dâhil yabancı filmleri milletimize servis eden televizyon kanallarının bu tutumu vatandaşlarımız tarafından haklı olarak, eleştiri konularının başında gelirdi.
Bugün yabancı filmlerin yerini yerli dizilerin almış olmasından millet olarak, ziyadesiyle memnun olduğumuz, kanalların reyting sonuçlarında da açıkça görülmektedir.
“Kurtlar Vadisi” ile başlayan yerli dizilere verilen ağırlık, bugün “Diriliş Ertuğrul”, “Barbarosların Kılıcı”, “Alparslan: Büyük Selçuklu” ve “Kuruluş Osman” dizileri ile devam ediyor.
“Çanakkale Kurtuluş Savaşları” dizileri de zaman zaman izlenmeye devam ediyor. Bu dizlerin tamamında Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ecdadımızın, yabancı devletlere karşı verdikleri mücadeleler anlatılmaktadır.
Kurtuluş Savaşı sırasında olduğu gibi öncesinde de düşmanlarımızın göz diktiği topraklarımızı ecdadımız canları pahasına savunmuş, düşmana bir karış toprak dahi vermemiştir.
Tarihte yaşanan bütün olayların zaman zaman olduğu gibi bugün de karşımıza farklı oyunlarla çıkan düşman devletlerin temsilcileri, devletimizi, milletimizi ekonomik ve benzer durumlar üzerinden diz çöktürmek için her türlü yola başvurmaktadırlar.
Şundan bir kimsenin şüphesi olmasın: Tarih sürecinde olduğu gibi milletimiz bugün de devletinin yanında olmaya devam edecek, topraklarımızı bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı devletimizin verdiği her türlü mücadele de yanında oldu/olacaktır.
Dolayısı ile “Devlet, Milleti” ile “Millette Devleti” ile bir bütündür. Bu konuda en doğru ifadeyi Cennet Mekân Şeyh Edebali Osman Gazi’ye “Ey oğul, insanı yaşat ki, devlet yaşasın” nasihatinde söylemiştir.
Bugün Millet olarak özellikle ekonomik yönden zor günlerden geçiyoruz. Kuruluş Osman dizisinin en son bölümünde şöyle bir sahne vardı!
Bizanslılar Kayı Obasından çocukları kaçırdı, çocukları kurtarmak için plan yapmaya başlayan Osman Bey’in yanına kucağında oğlu Orhan’la gelen Mahlun hatun; “Beyim Orhanım seni çok özlemiş” diyerek, kucağına vermek istedi. Osman Bey elini havaya kaldırarak, “Dur hatun, çocukları kaçırılan analar ağlarken, benim yavrumu kucağıma almam doğru olmaz. Çocuklarımızı obamıza sağ-salim getirmeden olmaz!” diye karşılık verdi.
Ez cümle olarak Devletimizi yönetenlerin, bugün milletimizin yaşadığı sıkıntıları atlatması, özellikle ekonomik sorunları biran evvel çözmesi için mevcut imkânların bu bağlamda seferber edilmesi gerektiğini düşünüyorum.