Yozgat’ta günlük yaşantı içerisindeki sorunların başında trafik gelmektedir. Bu sorunu çözmenin yolu kapalı otopark sayısını artırmak ve alternatif yollar açmaktan geçmektedir.
Bu konuyu ele almamın sebebi her yıl olduğu üzere bu yıl da 7-13 Mayıs tarihleri arasında kutlanılan “Trafik Haftası”dır.
Program kapsamında yayaların ve sürücülerin uyması gereken bir takım kurallar hatırlatılacak.
Yani sürücülere; yaya kaldırımlarının vatandaşa ait olduğu, vatandaşın ise, yoldan yürümek yerine kaldırımları kullanmalarına dikkat etmeleri tavsiyelerinde bulunulacak, bunun öğrenilmiş bir davranış haline getirilmesine çalışılacak.
Ancak Yozgat’ta bu konuda bir takım sorunlar olduğu ve bu sorunların üstesinden birlikte gelinmesi gerektiğini unutmamak lazım.
Dolayısı ile yerel yönetim ve yöneticilerin sorumluluğunda olan öncelikler doğru bir planlama yapıldığı takdirde kolayca çözülecek, sorunlar da ortadan kalkacaktır.
* * * *
Hiçbir şey için geç kalınmış sayılmaz, dediğim gibi olması gereken doğru bir planlamadır. Örneğin yerel yönetimin alacağı bir kararla, bina yapımlarında araç park alanlarını zorunlu tutması gibi. Böyle bir çalışma hem kanunen mümkündür hem de şehrin trafik açısından nefes almasına katkı sunacak, yerel yönetim üzerinden de bazı maliyetleri düşürecek bir çalışma olacaktır. Ve ben yıllardır bu işlerin yapılmasını sabırla bekliyorum…
Eleştirecek çok şey var ama şimdilik yazmıyorum…
Bu bağlamda garip olan ise başta vatandaş olmak üzere esnaflar ve araç kullanan herkesin aynı dertten şikâyetçi olmasıdır.
Ne demek istediğimi sorunu yaşayanlar anlamıştır, sanırım…
Dolayısı ile Yozgat’ta trafik sorununun en önemli parçası otopark meselesi olarak görülmüş olsa da, otoparklar yeterli değil ama bazı insanlar, bu bahanenin arkasına sığınarak, yüzbinlerce lira ödedikleri araçları, 10-15 lira vermemek için esnafı, yayaları ve diğer sürücüleri zorlayacak yerlere bırakma alışkanlığını devam ettiriyorlar.
Hiç unutmam bir ağabeyim, böyle insanlar için “Parayı kolay bulmuşlar ki, böyle sokak ortasına araç çekiyorlar” demişti…
* * * *
Dikkat edin, sizler de görecek ve bana hak vereceksiniz!..
Bazı özel haller istisna elbette…Hastası olanlar gibi…
Konunun daha net anlaşılması bakımından somut bir örnek vermek isterim; geçenlerde bir arkadaşım başından geçen olayı şöyle anlatmıştı:
“Oğlumu hastaneye götürdüğümde, aracımı otoparka çekmiştim. Biri, tam otoparkın çıkışına aracını park edip, hastaneye girmişti…Dakikalarca bekledik tabii ki…“Keşke anahtarı bırakıp gitseydin” dedik ama o anki ruh halini bilemiyoruz. Yine de “özür” diledi.
* * * *
Sonuç olarak Yozgat’ın genel durumuna baktığımızda arabası olan da olmayan da çok iyi bilir ki; caddelerin sokakların durumu ortada.
Bu sebeple insanların birbirine karşı hayatı kolaylaştıracak fedakârlıkları göstermek gibi bir sorumluluklarının da olduğunu unutmamaları gerekir.
Zira bir şehrin sosyal kimliğini, gelişmişliğini, medeniyet düzeyini hatta o şehirdeki birliktelik kültürünü anlamak için insanlarının kaldırımlarda nasıl yürüdüğüne, araç trafiği akışındaki davranışlarına bakmak yeter!..
Kurallara uyuluyorsa, o şehirde saygı hakimdir, medeniyet vardır…
Ve medeniyetin olduğu yerde de hiç kuşkusuz huzur vardır!..